İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE İNSAN NESLİNİN DEVAMLILIĞI

iklim değişikliği

Eğer iklim değişikliği kontrol altında alınamayıp kontrol elden kaçırılırsa yakın tarihte global düzeyde bir dizi yıkıcı doğal afet senaryosunun gerçekleşmiş halleri ile tüm insanlık olarak yüzleşeceğimiz aşikardır. Bu süreçte, iklim değişikli nedeniyle insan ırkı tamamen yok olabilir mi diye bir soru akla gelebilir. Bu kapsamda en kritik öngörülerden biri; iklim değişikliğinin toplumsal çöküşü tetiklemesi devamında küresel anlaşmazlıklara ve çatışmalara neden olması, gıda teminini güçleştirmesi ve özellikle de içme suyu kıtlığına yol açarak yüz milyonlarca insanın hayatını doğrudan tehdit edecek olan bir sürece başlanması olarak gösterilebilir.

Son yüzyılda özellikle de sanayinin hızlı gelişmesi sürecinde artan fosil yakıt kullanımı ve insan eliyle gerçekleştirilen diğer faaliyetlerden kaynaklı olarak atmosferdeki karbondioksit ve metan gibi sera gazlarının miktarı her geçen gün artış göstermektedir. Bu gazlar güneşten gelen ısıyı absorbe ederek bünyelerinde tutar ve küresel olarak sıcaklıkların yükselmesine ve iklimin normalden çok daha hızlı değişmesine neden olurlar. Bu süreç, insanlığın yaşamını devam ettirmesi ve tehlikeli bir güzergaha doğru yönlenmesine sebep olabilir.

Konuyla ilgili olarak Cambridge Üniversitesinde görev yapan Luke Kemp, “iklim değişikliği etkilerinin doğrudan insan neslinin tükenmesine neden olabilmesinin muhtemelen tek yolu kontrolden çıkmış bir sera etkisidir” demiştir. Bu açıklamayla birlikte bahsi geçen etki nasıl oluşur diye bir soru akla gelebilir. Bunu şu şekilde açıklayabiliriz; sera etkisiyle global düzeyde sürekli yükselen sıcaklıklarla birlikte okyanuslar kaybettiği ısıdan daha fazlasını emdiğinde yani tamamen buharlaştığında böyle bir durum ortaya çıkabilir. Bu etkinin gerçekleşebilmesi için gezegenimizin milyonda birkaç bin parça karbondioksit seviyelerine sahip olmasına veya büyük bir metan gazı salınımının meydana gelmesi gerekir. Bun bakımdan bu senaryo kısa ve orta vadede insanlığın küresel ısınmadan dolayı yok olmasıyla ilgili bir senaryo olarak öngörülmemektedir.

Bugün daha fazla ve öncelikli olarak dikkate alınması gereken konu ise sıcaklığın küresel olarak +3 0C veya daha fazla artmasıyla toplumsal altyapının çökmesi, global düzeyde büyük huzursuzlukların ve çatışmaların ortaya çıkması ve böylelikle son dönemde sürekli gündeme getirilen distopik Hollywood filmlerine benzeyen bir geleceğin yaşanmasına sebep olabilir.

İklim değişikliğinin toplumsal çöküşü tetiklemesinin en kolay yolu, gıda temini konusunda küresel güvensizlik oluşturmaktır. Küresel sıcaklık artışının su açığını artırarak tarımsal ve hayvansal bakımdan gıda üretimini azaltmak da dahil olmak üzere gıda temini güvenliği üzerinde birçok olumsuz etkisi olacaktır. Gıda üretim kayıpları insanları açlığa mahkum ederek global düzeyde ölümleri artırabilir ayrıca büyük ekonomik kayıplara ve sosyo-politik istikrarsızlığa neden olabilir, neticesinde toplumsal çöküş riskini küresel düzeyde artırabilir.

0 yorum:

Yorum Gönder